For Shirin, my daughter

By Asma

Arabic

لسيرين

ربما هي الاعترافات الأولى لكِ ياحبيبتي عندما ولدت ورزقني الله بك كنت قد اخترت اسماً يليق بك ويزيدك جمالاً اخترت “سيرين” أسوة بأخت زوجة النبي الكريم “ماريا” وكانت زوجة صحابي كريم طيب الذكر يحبه الرسول  الكريم كثيراً

كنتُ قد جهزت لك كل ما استطعت عليه من تول زهري وحبات الشوكولا بأكياس ذات أشكال خاصة فرحاً بقدومك بعد ست سنين خططت لك أيما أدرسك  بها وأن تكون مدرستك الخاصة تعلم القرآن ليكون لنا وقتاً نتعلم فيه نطق الحروف وحفظ القرآن  كنت أجهز لك الكتب والألعاب والدفاتر المرسوم عليها الحروف والأرقام كان كل شئ كما أريد

 لكن أعذريني ياصغيرتي فالحرب حلت وفي يومنا الثاني وأنت تنامين على سريرك الأبيض ذو الملاآت الزهرية والمطرزة بالورود الناعمة , قصف بيتنا الصغير حملتك مع علبة الحليب وحقيبتي وخرجنا من المنزل لننزل ونختبئ تحت الأقبية كنت أحمي وجهك الناعم من الزجاج الذي تناثر علينا اثر صاروخ كسر كل شباكٍ كان فوقنا وكان يومها الوداع الأخيرلمنزلنا

تشاركنا طوال الخمس سنين النوم على الأرض سوياً في غرفة لاتتجاوز الثلاثة أمتار لم يكن بها  شيئ يخصنا

ذهبت كتبك ورفوف الأوراق وخطط المستقبل وألعابك ذهبت الفراشات والزركشات التي ألصقتها عند حرف اسمك 

في الأيام نعلم أن قسوة الأيام لم تزدنا الا قرباً وأن برودة ليالي الشتاء لم تمنحنا الا حضناً دافئاً 

لم يوفى حقك بالعلم كنا نصارع لنحيا لا لنغتنم الفرص كنا نملك  فرصة الحياة فقط , لم يكن منزلنا في لندن ولا كندا لم يكن هناك حديقة وهواء نقي كانت فسحة سماوية تكفي لننظر لأمل قادم

كنت تكبرين ويزداد قلبك لطفاً وعيناك لمعةً كنت عاجزة ان أوفر لك مقعدا لتجلسين به وترسمين ورداً 

وبعد أيام كثيرة  عزمنا سوياً على السفركنت بطلة حقاً في عمر الست سنوات أذكر كيف افترشنا طريق الجبل ونمت على التراب ولففت جسدك الصغير ببطانية صغيرة كنتُ أنظر الى النجوم وأرى رسم حروف اسمك شُهباً  تلمع وتختفي كيف عبرت بقدميك الصغيرتين وجسدك المتعب وشعرك الذي إمتلأ بالغبار والتراب  طريق سفر يملأه العسكر والرصاص وأصوات المقهورين  

تنفسنا الصعداء بعد أن وصلنا طريق الأمان ياصغيرتي وكان ومازال الله دائماً يحمينا لم يعرفوا بنا إلى الآن لكن أعدك بأن أعيد ترتيب أحلامنا معاً لن أرسم لك طريقاً سترسمينه أنت 

لقد منَّ الله علينا أن نرى نوراً من جديد أن نختبر صعوبة الطريق لنذوق حلاوة النهايات , يانجمتي أرجوا من الله أن يكرمك بنعمه لتصبح سيرين نجمة يهتدى بنورها  كل طالب العلم  

English

Perhaps these are my first confessions to you, my love. 

When you were born and God blessed me with you, I had chosen a name that fits you well and represents your beauty. I chose Sīrīn (Shereen), like the sister of the Holy Prophet’s wife, Māriyya (Mary).

I had prepared for you everything I could. Pink curtains and tulles and chocolate in bags of special shapes, showing my joy for your arrival after six years… I prepared letters and numbers to represent your name and important dates. Everything was as I wanted. 

But I am sorry, my little girl, because the war has come. And on your second day in this world, while you were sleeping on your white bed with pink sheets that I embroidered with soft flowers, our little home was bombed. Life, along with our roof, shattered above us. That day was remarked our farewell to our home.

For the five years following this bomb, we slept together on the floor in a room that did not exceed three square meters. We had nothing of our own.

Gone were your books, racks of paper, plans for the future, and toys. Gone were the butterflies and embellishments that I attached to the letters of your name.

During those days, we knew that the harshness of those times only brought us closer, and that the coldness of the winter nights gave us an excuse for a warm embrace.

But your right to knowledge was not fulfilled. We were struggling to live, not to seize opportunities. We only had the chance of still existing. Our home was not in London, nor in Canada. There was no garden or fresh air. Seeing the sky was our only way to hope for a better future.

You were growing up. Your heart was getting kinder and your eyes were shining. I was unable to provide you with a table and chair to sit and draw flowers.

And after many days, we decided to migrate together. The route was filled with soldiers, bullets, and the screams of the oppressed.

We breathed a sigh of relief after we reached the path of safety, my little girl, and God was protecting us. We did not have a chance to meet them yet, but I promise to rearrange our dreams together. I will do everything to provide for you to draw your own path.

God has blessed us to see light again, to experience the difficulty of the road, to taste the sweetness of endings, my star, I hope that God will honor you with his grace so that Sīrīn will become a star whose light guides every seeker of hope and knowledge.

Turkish

Belki bunlar sana ilk itiraflarım canım. Doğduğunda ve Allah seni bana lütfettiğinde sana yakışan ve seningüzelliğini gösteren bir isim seçmiştim. Peygamberin hanımı Meryem’in kız kardeşi gibi, Şirin’i seçtim.

Altı yıl sonra gelişinin sevinci ile pembe tüller, çikolatalar ve özel şekilli çantalar ile elimden gelen her şeyi senin için hazırlamıştım. İsminin harfleri, doğacağın zamanın rakamları, her şey istediğim gibiydi…

Ama üzgünüm küçük kızım, çünkü savaş geldi ve bu dünyadaki henüz ikinci gününde sen yumuşak çiçeklerle işlediğim pembe nevresiminle ​​beyaz yatağında uyurken küçük evimiz bombalandı. Çatımız gibi, hayatlarımız da üstümüzde parçalandı. Ve o gün evimize veda ettik.

Sonraki beş yıl boyunca üç metre kareyi geçmeyen ve bize ait hiçbir şeyin olmadığı bir odada yerde yattık.Kitapların, kağıtlarla bezeli rafların, gelecek planların, oyuncakların, adının harflerine yapıştırdığım kelebekler ve süslemeler… Hepsi gitti.

O günlerde yine de biliyorduk, geçirdiğimiz zamanların zorluğu bizi birbirimize yakınlaştırır, kış gecelerinin soğuğu ise sıcacık bir kucaklaşma için bahane olur.

Bilgi edinme hakkın elinden alındı. Yaşamak için mücadele ediyorduk, fırsatları değerlendirmek için değil. Bize verilen şans sadece var olmaktı. Evimiz Londra’da ya da Kanada’da değildi. Bahçemiz veya soluyabileceğimiztemiz bir hava yoktu. Göğe bakabilmek bize geleceğe dair umut verebilen tek şeydi.

Büyüyordun, kalbin narinleşiyordu, gözlerin parlıyordu. Güzelce oturup çiçekler çizebilmen için sana bir alan sağlayamadım.

Ve günler sonra birlikte göçmeye karar verdik. Askerlerle, kurşunlarla, mazlumların sesleriyle dolu bir yolculuk…

Güvenli bir yere ulaştıktan sonra rahat bir nefes aldık küçük kızım. Allah bizi her zaman korudu. Şimdiye kadar yapamadık biliyorum ama hayallerimizi birlikte yeniden düzenleyeceğiz, sana söz veriyorum. Sana kendi yolunu çizebilmen için bir alan sağlayacağım. 

Allah bize nuru tekrar görmeyi, bu yolun zorluklarını tatmayı, sonların tatlılığını tatmayı nasip etti yıldızım. Seni lütfuyla şereflendirsin ki, Şirin, ışığı her arayan herkese yol gösteren bir yıldız olsun.